ÇABUK SİNİRLENİP, ANLIK TEPKİLER VERMEK...

02:24 Uzm. Klinik Psikolog/Psikoterapist MELTEM OK 0 Yorumlar


Her şeye çok çabuk sinirleniyorum…

21 yaşında üniversite öğrencisiyim ve bir ev arkadaşım var. Genel olarak arkadaşlarımla aram çok iyidir. Zaten neredeyse 2 yıldır aynı evde kalıyoruz. Son zamanlarda her şeye sinirlenmeye başladım. Sanki her şey bana batıyor. Arkadaşlarımın özellikle ev arkadaşımın kalbini kırıyorum ve bunun farkındayım. Ev arkadaşımla oturmak istemiyorum. Ona bunu söylemem ne kadar iyi olur? Sizce ne yapmam gerekiyor?

S.F./İstanbul

Sorunun sizde mi yoksa arkadaşınızda mı olduğuna pek emin değilim fakat arkadaşlarınıza karşı son zamanlarda böyle davranıyor ve onlar için böyle düşünüyorsanız sorun sizinle alakalı olabilir. Kişilik sorunları kendini daha çok insan ilişkilerinde gösterir. Diğer bir deyişle kişilik insanlarla olan iletişimler doğrultusunda gelişir. Ev arkadaşınız kendinizi, tepkilerinizi, huyunuzu ve ev hayatınızı tanımak ve öğrenmek için çok iyi bir fırsat olabilir. Kendi kendinize yaptığınız analiz sonucu gerçekten kızılacak bir şey olmamasına rağmen bu kadar şiddetli çıkışlarınız oluyorsa, ev arkadaşınıza gitmesini söylemeniz hem sizin hem de arkadaşınız için iyi olmayacaktır. Çevrenizdeki insanlarla iletişim kurmakta zorluk çekiyorsanız kendinizi ve ilişkilerinizi sorgulamanız bu durumda daha sağlıklı karar vermenizi sağlayacaktır. Hassas bir dönemden geçiyor ve bu nedenle alıngan davranıyor olabilirsiniz. Size tavsiyem bir terapist ile görüşmeniz olacaktır.

0 yorum:

BUNALIMDAYIM !!!

23:56 Uzm. Klinik Psikolog/Psikoterapist MELTEM OK 0 Yorumlar

Bunalımdayım…
Bu sene üniversiteye başlamam nedeniyle ailemden ayrı kaldım. İlk senem olduğu için de yurtta kalıyorum. Ailem yurtta arkadaş edinebileceğimi söyledi fakat kimseyle arkadaşlık kuramıyorum. Okulu da hiç sevmedim. Bunalıma girdim. Lütfen bana yardımcı olun.
M.T./Kayseri
Ailenizden ilk kez ayrı kalmanız bocalamanıza neden olacaktır fakat bu dönemde öğrenecekleriniz de size çok şey kazandıracaktır. Artık kendi kendinizin yöneticisisiniz. Etkili iletişim kurmaya, merak ve keşfetme duygusuyla insanları tanımaya, üniversite hayatının tadını çıkarmaya yönelmek sizi pozitif yönde etkileyecektir. Yurtta çok çeşitli karakterlere sahip birçok kişi bulunacağından aslında, arkadaş çevresi oluşturabilmek için en iyi yerdir. “Ben de varım!” demenizin zamanı geldi. Üniversitenin ve yurdun lise hayatından farklı olduğunu gördüğünüz için okulu sevmemiş olabilirsiniz fakat üniversitenin özgürlüğe açılan ilk kapı olduğunu unutmayın. Endişelenmenize gerek yok. Yakında okulu ve arkadaşlarınızı benimseyecek, hatta aylar sonra üniversite hayatınızın bitmemesini isteyeceksiniz

0 yorum:

VAJİNİSMUS DEĞİL BEYİNİSMUS

23:09 Uzm. Klinik Psikolog/Psikoterapist MELTEM OK 0 Yorumlar

Vajinismus ülkemizde diğer Avrupa ülkelerine oranla çok daha yaygın bir şekilde görülmekte. Ülkemizde 10 kadından birinde görülen bir sorun olan ve çiftlerin cinsel hayatlarını kâbusa çeviren vajinismus, yıllardan beri “cinsel birleşme sırasında vajina kaslarının kasılması ve cinsel ilişkiyi engellemesi” olarak tanımlanmakta. Aslında vajina kaslarının kasılmasına neden olan beyindir, bu nedenle de bu hastalığa vajinismus yerine “beyinismus” denmesi daha doğru olur. Peki, vajina kasları kendiliğinden mi kasılmakta?

Vajinismus aslında kadının kendini korumasıdır, savunmasıdır

Ülkemizde çiftlerin cinsel terapiye başvurma nedenlerinde vajinismus ilk sıralarda yer alır. Diğer ülkelerde bizdeki kadar yaygın olmayan vajinismus ülkemizde cinsel hayatı aktif olan her 10 kadından birinde görülmektedir. Bunun temel nedeni de kadına çocukluğundan itibaren aşılanan cinsellikle ve özellikle kızlık zarıyla ilgili olumsuz telkinlerdir. “İlk gecenin çok acılı, ağrılı olacağı, oluk oluk kanlar akacağı, canının çok yanacağı ama dişini sıkması gerektiği, içinde bombalar patlayacağı, cinsel ilişkinin tıpkı iğnenin deliğinden limonu geçirmeye benzediği, deliğin küçük ve dar olduğu, kızlık zarının yırtılacağı, delineceği, patlayacağı, çok kanama olursa hastaneye kaldırılabileceği, ilk gece kadın ve erkeğin birbirine kilitli kalabilecekleri” gibi olumsuz telkinler çocukluktan itibaren kadının kafasına yerleşir ve cinsel ilişkiyi gözünde fazlaca büyütmesine neden olabilir. Bunları duyarak büyüyen bir genç kızın ileride cinsel hayatında sorun yaşaması kaçınılmazdır. Çünkü vajinismus aslında kadının kendini korumasıdır, savunmasıdır. Yani vajinismus bir savunma mekanizmasıdır.

Beyinismus nedir?

Vajinismus yıllardan beri vajinanın ilk 1/3’lük kısmındaki kasların cinsel birleşmeyi engelleyecek şekilde istem dışı kasılması olarak tanımlanıyor. Vajinismus dendiğinde sadece vajina kaslarının kasılması akla gelse de aslında cinsel birleşme sırasında her kadında farklı tepkiler olabilir. Sadece vajina kasları değil, kadının tüm vücudu kasılabilir, bacaklarını kapatabilir, eşini elleriyle itebilir, hatta panik atak benzeri bir durum yaşanabilir. Peki, başta vajina kasları olmak üzere vücuttaki kasların istem dışı kasılması neden olur? Vajina durup dururken kendi kendine kasılmaz, vajinanın kasılmasına neden olan beyindeki cinselliğe dair olumsuz duygu ve düşüncelerdir. Aslında vajinismusa neden olan genellikle vajina değildir, beyindir. Bu nedenle de vajinismus yerine beyinismus demek daha doğru olacaktır.

Penis ve vajina figürandır, başrol oyuncusu beyindir

Cinsellik tamamen beyinle ilgili bir süreçtir. Cinsel organlar denildiğinde akla penis ve vajina gelir ve toplumda cinselliğin penis-vajina birleşmesinden ibaret olduğuna dair yaygın bir yanlış inanış vardır. Oysaki en büyük cinsel organımız beyindir, çünkü cinsellikten alınan haz tamamen duygularımız ve düşüncelerimizle bağlantılıdır. Eğer kişinin cinsellikle ilgili olumsuz duygu ve düşünceleri varsa, cinsel ilişkiden haz alması da zordur. Sağlıklı ve mutlu bir cinsellik için kişinin konsantre olması ve kafasının başka şeylerle meşgul olmaması gerekir. Penis ve vajina figürandır, başrol oyuncusu beyindir.

Cinsel işlev bozukluklarının temelinde cinsellikle ilgili olumsuz duygu ve düşünceler yatar

Sadece vajinismusun değil neredeyse tüm cinsel işlev bozukluklarının temelinde kişinin kendisiyle, kendi bedeniyle, partneriyle ya da cinsellikle ilgili olumsuz duygu ve düşünceleri yer alabilir. Genellikle vajinismusta neden cinsel birleşme ile ilgili çocukluktan itibaren duyulan yanlış bilgilerken, erken boşalmada her ilişkiye başlarken erkeğin kafasında var olan “ya erken boşalırsam” düşüncesidir. Şimdiye kadar toplum tarafından erkeğin kafasına yerleştirilmiş erkeklik ve cinsel güçle ilgili “penisin her zaman sert olması gerektiği, penisin sertliğinin erkekliğin simgesi olduğu, erkeğin her zaman cinsel ilişkiye hazır olması gerektiği” gibi olumsuz telkinler sertleşme sorununa neden olurken, yine kadının kendisi ve kendi bedeniyle ilgili olumsuz düşünceleri ve ilişki sırasında kendini rahat bırakamaması de orgazm olamamaya yol açabilir. Görüldüğü gibi aslında çoğu cinsel sorunun nedeni de yine beyindeki olumsuz düşüncelerdir.

Cinsel mitler olumsuz etkiliyor

Cinsel mitlerin yani toplumda yüzyıllardan beri var olan cinsellikle ilgili yanlış, abartılı ve gerçekdışı inanışların cinsel işlev bozukluklarının ortaya çıkmasında büyük etkisi vardır. Cinsel mitler sadece ülkemizde değil, tm dünyada mevcuttur ve bu yanlış bilgilere inanıldığında çiftlerin cinsel hayatları da olumsuz etkilenmektedir. Ülkemizde cinsel eğitim olmaması büyük bir eksikliktir. Cinsel bilgi edinilecek doğru ve güvenilir kaynaklar az olduğu için, kişiler bilgisizlikten dolayı cinsel sorunlar yaşamaktadırlar. Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) doğru bilgi edinmek için güvenilir bir adrestir. Unutmayın cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır…
 

0 yorum:

VAJİNİSMUS KADER DEĞİLDİR..

03:02 Uzm. Klinik Psikolog/Psikoterapist MELTEM OK 0 Yorumlar

 


Her 10 kadından birinde cinsel ilişkiye girememe korkusu var… Kadınlarda yoğun olarak görülen bu durumun nedeni ise ebeveynlerin cinselliğe karşı olumsuz yaklaşımlarıdır. Cinselliği ayıp, yasak, günah sayan bir yaklaşıma sahip olan ebeveynler tarafından cinsel duyguları engellenen kız çocukları, ileride evlendiklerinde cinsel birleşmeden kaçınır bir hale gelebiliyorlar.

Vajinismus bir erteleme ve kaçınma durumudur. Vajinismus; cinsel ilişkiye girme denemelerinde hafif bir kasılmadan tüm vücutta bir kasılmaya, endişe, korku, tiksinme ve panik haline, bacakların açılmalarını engelleyecek boyutlarda sıkıca kapatılmasına veya elle eşi itmeye kadar değişik şekillerde ortaya çıkabilir ve çaresizlikle yaşanır. Ülkemizde her 10 kadından birinde görülen vajinismus, kişinin kendisinin umutsuz olduğuna yürekten inandığı psikolojik kökenli bir cinsel işlev bozukluğudur.
 
İNANÇLAR, BİLGİLER, HİSLER…
Kız çocuklarına, “Bacaklarını kapat!”, “Eteğini ört!”, “Erkeklerden uzak dur, sana çok kötü şeyler yaparlar!” veya “Bisiklete binme kızlık zarın yırtılır!” gibi sıfatlarla yaklaşıldığında, ileride cinsellikten korkma ve ilişkiye girdiklerinde çok kötü bir şey olacağı beklentileri ortaya çıkabiliyor. Çünkü kız çocuklarına cinsel konularda olumsuz bir sıfatla yaklaşıldığında, onun kafasındaki olumsuz benlik imajı pekişmiş olacaktır.
 
Vajinismusta istenilen sonuçlara ulaşmanın yolu düşüncelerin ve beklentilerin kontrol altına alınmasından geçer. İnançlar, mevcut cinsel bilgiler ve hisler cinsel hayatta yapılan seçimleri etkiler ve bu seçimler sonucunda kişiler kendilerine güven kazanır ya da kaybederler.
 
TEDAVİSİ CİNSEL TERAPİ…
Vajinismusun her zaman yüzde 100 tedavi edilebilir bir durumdur ve kader değildir. Vajinismus özel bir ilgi ve uzmanlık alanı olan cinsel terapist tarafından cinsel terapi ile tedavi edilebilir. Hipnoz destekli, içgörü yönelimli ve eğitime dayalı yoğunlaştırılmış holistik psikoterapi ve evlilik terapisi tekniklerinin yer aldığı cinsel terapinin süresi hastalığın şiddetine göre birkaç seanstan 10-12 seansa kadar değişebilir.

0 yorum: